18 Aralık 2008 Perşembe

Hicran ile Vuslat

Sır ı aşk yaratıldı, yerle gök arasında
Aşka sır aratıldı, yerle gök arasında

Şüphesiz ki aşk idi sebep bu dargınlığa
Vuslatı kül etti, Hicran’ın kör yarasında


Ve aşk yaratıldı…
O zamanlar; birliktelikle ayrılığın birer dost, birer sevgili oldukları ve birbirlerine “yâren” diye seslendiği zamanlardı. Birliktelikle ayrılığın kadim dostluğunu bozan aşk, arşın hiç değişmeyen iklimini heybesine doldurup sürgün fermanının imzalanmasını bekliyordu.

O an ki bir deli yağmur indi asumandan
Geceden kaçan bir vakti seher esnasında

Karanlık hafif hafif yükselmeye başlamıştı; fakat gökyüzü bu duruma aldırış etmiyor, gri renkli ve asık suratlı bulutlarını gezdiriyordu kucağında. Bir seher vaktiydi. Şiir için şuurlarını açık tutan şairlerin uyanık olduğu vakitlerdi yani…

Yeryüzü derin bir sessizliğe ev sahipliği yapıyordu. Bu derin sükûneti, savrulan yaprakların hışırtıları ve daima garip olduklarına inandığım sığırcık kuşlarının ötüşleri delmeye yetmiyordu. Sessizliğin hüküm sürdüğü bu kuşluk vaktinde gökyüzünün – gürültüsü demeye dilim varmıyor – bir müjdeyi taşıyan haykırışı duyuldu.

— Rahmet geliyor!

Yağdı yağmur; bir damla Vuslat bir damla Hicran
Buluştular bir şairin gönül deryasında


Ezeli iki dostun –Hicran ile Vuslat’ın- birbirinden ayrı düşmesine sebep olan aşkın sürgün fermanı imzalanmış ve inananların “rahmet” dediği yağmur ile yeryüzüne gönderilmişti. Berrak ve aziz damlalarla gelmişti aşk.
Bir katresinde Hicran’ı, bir katresinde Vuslat’ı taşıyan yağmur yayılmıştı arzın çoraklaşmış yanlarına. Son iki damla; hicran ve vuslat… Ayrı düştükleri ilk anı yaşıyorlardı. Hüzünlüydüler…

Hicran ile vuslat’ın buluşabilecekleri yegâne yer vardı elbet. Ayrılıkla birlikteliğin buluşabileceği adres belli idi…
Yağmurun son iki damlası Hicran ve Vuslat, seher vaktinde şiir için şuurlarını açık tutan bir şairin gönlünde buluştular; fakat yine de bir ayrılık vardı. Şairin gönlündeki şiir sarayının bir odasındaydı hicran, vuslat başka bir odasındaydı. Firkatzede birer âşık olarak yaşayacaklardı sevdalarını

Vuslat’ı Hicran’a, Hicran da Vuslat’a vurgundu
Hayat buldu bu sevda şairin dünyasında

Bir aşığın, bir şairin sevdiğinin yanında dahi ayrılığı yaşaması bu yüzdendir azizim…


*Yazıda geçen beyitler Muhammet Sole'ye aittir.

Hiç yorum yok: